s.8
s.8
"insanca ama disiplinle yönetmek kesin başarı demektir"
"andolsun zamana ki insan gerçekten ziyan içindedir." -asr, 1-2
cüneyd
bakanlar bana
gövdemi görürler
ben başka yerdeyim
gömenler beni
gövdemi gömerler
ben başka yerdeyim
aç cübbeni cüneyd
ne görüyorsun
görünmeyeni
cüneyd nerede
cüneyd ne oldu
sana bana olan
ona da oldu
kendi cübbesi altında
cüneyd kayboldu
-------------------------------
ibrahim
ibrahim
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim
güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrahim
güneşi evime sokan kim
asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
butunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrahim
gönlümü put sanıp da kıran kim
------------------------------------
mara
bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
mara
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
ne seneleri
yanız seni hatırlarım
ki benim gibi bir insansın
tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tandııktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
mara
başım omzunda iken sayıkladııma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
ne uyanık
--------------------------------------------------
kunala
vakit geldi kunala
dünyayı göreli çok oldu
tam kırk yılda seni buldum kunala
bu can tenden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir kerecik sevmek çok değil
simsiyah saçların var kunala
kemiklerine yapışık etlerin var
bir gün dökülecek
kunala kuşu gibi gözlerin var
bir gün sönecek
kunala
bu etlerin arkasında güzelliklerin var
benden başka kimse bilmeyecek
bu can içimde kuştur kunala
seni görünce titrer
bu can gözümde muhabbettir kunala
seni görünce yanar
bu can burnumda soluk olur kunala
uçar gider
bu can benden geçmeden
bu dünyadan göçmeden
bir tek seni sevmek çok değil
not: kitabın son cümlesi okumak isteyenler için sürpriz olsun diye buraya yazmıyorum.
teşekkürler sevgili okur sağ olun. allah sizi attan indirip eşşeğe bindirmesin.
"
"belirsizlik en kötü ihtimalden daha acı vericidir."
-dostoyevski
selamun aleyküm sevgili okur,
bugün size 1988 yapımı hollanda/fransa ortak yapımı bir filmden bahsedeceğim.
anlatmam gerekiyor çünkü beğenilen bir şeyin paylaşılması taraftarıyım. iyi filmler, kitaplar, şarkılar vs iyi olan ne varsa birbirimize önerelim çünkü hayat kısa, fazla vaktimiz yok.
birbirimize yardımcı olalım.
hayat bu
orijinal dilinde, "iz bırakmadan" ingilizce'den "kaybolan" fransızca ise "bilmek isteyen adam" diye çevrilmiş ki bence hepsi de filmin konusuyla ve ruhuyla uyumlu seçimler olmuş.
film, yazar tim krabbe'nin "altın yumurta" adlı kitabından uyarlanmış.
yönetmenimiz george sluizer gayet güzel, sade ve gerilimi bol bir film çekmiş hatta bu filmi izleyen kubrick abimiz filmi çok beğenmiş ve kendisini arayarak tebrik etmiş. yönetmen de şey demiş abi yapma sen the shining'i çekmiş adamsın biz kim köpeğiz senin yanında falan demiş gülüşmüşler.
spoorloose alışık olduğumuz asıp kesmeli, karanlık, kan ve vahşet kokan bütün gerilim filmlerine külahını ters giydiriyor çünkü film gayet aydınlık ve güzel manzaralarla dolu nerdeyse şiddet sahnesi bile içermeden insana sıkıntı vermeyi ve merak ettirmeyi başarıyor. (filmin bu havası bana son dönemin sağlam korku gerilim yönetmenlerinden ari aster'i hatırlattı. meraklı olanlar hereditary ve midsommar filmlerini kaçırmasın.)
bölüm 1
film, kız arkadaşıyla arabalarına atlayıp hollanda'dan fransa'ya tatile giden genç bir çiftin gayet güzel bir yol hikayesiymiş gibi başlıyor. yoldaki dağların, doğanın manzarasını izleyerek siz de arabanın arka koltuğunda kız ve oğlanla muhabbet ederek seyahat ediyorsunuz. fransa'ya geldikten sonra durdukları bir benzin istasyonunda kızın markete gidip gelmemesine kadar bu nasıl gerilim filmi lan diyorsunuz. oğlanın bütün çabalarına araştırmalarına rağmen kız hakkında hiç bir ipucu bulunamıyor. o günkü teknolojik şartları da düşününce gerçekten birini kaybetmek sıkıntısını hissediyorsunuz. kızın ortadan kaybolmasından sonra da filmin ikinci kısmı başlıyor.bölüm 2 (eser miktarda spoiler içerebilir)
bu sırada esas oğlan kızı aramaya devam ediyor afişler bastırıp kaybolduğu yer civarında sokaklara yapıştırıyor, televizyonlara çıkıyor artık sadece kıza ne olduğunu öğrenmek istediğini söylüyor tabi bizim sosyopat helal lan diyor çocuğa sevgilisinin peşini bırakmadı diye bi hayranlık duyuyor. çocuk bir sonuca ulaşamadığı için kafayı yemek üzere. sonunda sosyopat dayanamıyor ve adamın karşısına çıkıyor kıza olanları anlatacağını ama onunla beraber bir yolculuğa çıkmasını aksi halde hiçbir şekilde kıza ne olduğunu öğrenemeyeceğini söylüyor ortada bir kanıt yok çünkü esas oğlan bunu kabul ediyor ve bu öldürücü belirsizlikten kurtulmanın başka yolu olmadığına ikna oluyor.
sonunda çok iyi bir finalle kıza ne olduğunu biz de rex'de öğreniyoruz ama bakalım bu öğrendiklerimizi gönlümüz kabul edip aklımız olur verecek mi? film biterken tüm bu sorgulamaları yaparken ekrana bakarak donmuş bir halde 5 dakika kalıyorsunuz.
"en iyi planlar, kader dediğimiz şey tarafından her an yok edilebilir."izleyen olursa buraya film hakkında düşüncelerini yazsın.
bu arada tarzları benzeyen ya da bu filmi izleyince aklıma gelen filmleri de buraya yazıyorum.
-fractured https://www.imdb.com/title/tt4332232/
-midsommar https://www.imdb.com/title/tt8772262/?ref_=tt_sims_tt_i_1
-get out https://www.imdb.com/title/tt5052448/?ref_=nv_sr_srsg_0_tt_8_nm_0_in_0_q_get%2520o