tamam dedim
hiçbir şey düşünmek istemiyorum
başladım
hiç: farsça
bir: türkçe
şey: arapça
ne güzel dedim diller arası diyalog
yeni karlar dökülüyordu
önceden yağan kar sulanmıştı
ellerim cebimde ilerliyordum yokuş aşağı
kar yağarken ellerini cebinden çıkar derdi babam olsa
çıkarmadım
yanında babam yok diye değil
şey: arapça
ne güzel dedim diller arası diyalog
yeni karlar dökülüyordu
önceden yağan kar sulanmıştı
ellerim cebimde ilerliyordum yokuş aşağı
kar yağarken ellerini cebinden çıkar derdi babam olsa
çıkarmadım
yanında babam yok diye değil
babamı dinlememek namına
adımımı her attığımda
yarı buz olarak hayatlarına devam eden karları
ezip sukarını çıkarıyordum
-sesini bilirsiniz-
hiçbir şey düşünmek istemiyordun dedim
ne düşünüyorsun diye kızdım kendime
uğraşma dedim sonra kendimle
kendime
hiçbir şey düşünme dedim
başladım tekrar hiçbir şey düşünmemeye
hiçbir şey düşünmemeye çalışırken
hiçbir şey düşünmemeyi düşündüğümü fark ettim
hiç-bir-şey düşünmemeyi düşünüyorsam dedim
hiçbir şeyin düşünülememesi diye bir şey yok
hiçbir şeyi bile düşünürken
baya bir şey düşünüyorsam dedim
her halükarda düşünmüş olurum diye ekledim
kafam karıştı
karın altında gizlenen siyah poşete basıp
yarım metre kadar kayınca
kendime geldim
-yok sövmedim-
halukar'ı doğru yazdım mı diye baktım
sonra.
http://www.youtube.com/watch?v=75b1XO0AjwI&feature=BFa&list=FLXvenYvRiU5O7_68ifsHQqg&lf=mh_lolz
bunu dinledim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder