-genel kanaat-
“Hava o gün çok sıcak."tı
-özel kanaat-
“Hava o gün çok sıcak."tı
-özel kanaat-
Çok soğuktu da
Güneş vardı ama belli ki başka işleri de vardı
Takvimler mayısın son haftasını gösteriyormuş
Takvimsizlikten her hangi bir ay görmem mümkün değildi.
Onun da beni görmek istediğini sanmıyordum
-takvimlerle aramız hep bozuktu-
-takvimlerle aramız hep bozuktu-
Evet, Mayısın son haftasıydı.
“Okulun bitmesine de iki hafta kaldı. Nasıl geçti lan dört yıl?”
Muhabbetlerinden anlıyordum
Evet, Mayısın son haftasıydı.
Aynı zamanda Ekim’in sonlarıydı da.
Edirne’nin kendi halkının da dediği gibi
“Havasına ve kızına güven olmaz”dı.
Olmuyordu da. -yani havasına-
Ayların bir suçu yoktu zannımca
Deyimlerin, mevsimlerin ve Edirne’nin kızlarının da
Dörde bölerken mevsimleri
On ikiye bölerken ayları
Yılları üç yüz altmış beş güne
Günleri yirmi dört saate
Saati altmış dakikaya
Dakikayı altmış saniyeye
Saniyeleri saliselere
Ayırdığımız için
Biz suçluyduk çokça
Ne kadar da seviyorduk bölüp parçalamayı
Elimize geçen ne varsa parampar’çalıyorduk
Yutamıyorduk
Unuttuğumuz bir şey vardı
Bölüşmüyorduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder