var mı bişeyler

14 Temmuz 2012 Cumartesi

nası yalnız(d)ım belli değil















bugün edirnede kimsesiz kaldım. bugün edirnede yalnız kaldım. bugün edirne'de öksüz, bugün yetim kaldım yine edirne'de. dört yılın nasıl geçtiğini her zamanki gibi zamanın sihirbazlığı ve insanın vurdumduymazlığıyla anlamadım. bugün son kalanlar da birer birer gitti. hatta ikisi birleşip gittiler.
ben daha burdayım diyenlerde gittiler. giderken görüşelim diyenlerde gittiler.
ne kadar da gitmişler.

yirmi üç yıllık hayat kariyerimin son dört yılını geçirdiğim şehirde yalnızım. iki yıldır kaldığım evi(m)den uzakta bir başka öğrenci evindeyim. ilk ve son kez geldiğim normal bir öğrenci evinden daha dağınık bir yerdeyim. yatağın üzerinde "niçe ağladığında" kitabı var niçe ağlıyor 
-hayır ben ağlamıyorum- masanın üzerinde kullanılmış bardaklar, zeytin çekirdekleri, bir şişe sıcaktan ılımış gazoz, portakal kabukları, poşet içinde biraz ekmek, acılı ezme, cd kutusu vs.
pencereden karşıdaki can eriği ağacı görünüyor, can eriği ağacının dalları pencereden içeri giriyor
yatakların üzeri eşya dolu.

bir odada iki yatak biri gıcırdar. ben divanda oturuyorum gıcırdamayan yatağın üzerinde. yolunu kaybetmiş bir böcek, hamam görmüş oda nemli ve sıcak bir hava. rüzgar evi es geçiyor. koltukta oturmuş bu satırları yazarken kendimi biraz rahatlamış hissediyorum. insan yazarken rahatlıyor, konuşurken sıkılıyor, çizerken seviniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder