var mı bişeyler

4 Nisan 2014 Cuma

I kina spiser de hunde (çin’de köpek yerler)



danimarka filmlerini seviyorum
bi ara hintlilere sarmıştım
bi ara irana
bi ara japonlara
güney amerika da fena değil aslında
aslına bakarsak izlenecek o kadar film var ki insan eskileri mi izlesin
yenileri mi şaşırıp kalıyor. bi ordan bi burdan yapmak en mantıklısı galiba
bilmiyorum

neyse
şu ara danimarklara sardım
snatch, lock stock and two smoking barrels veya rocknrolla gibi
efsane guy ritchie filmlerini izleyenler bu filmi de seveceklerdir diye düşünüyorum
ve olayı özet geçiyorum

arvid kendi halinde sıradan bir banka memurudur.
sabah kalk işe git mesai bitti mi eve gel yemek ye televizyon izle yat
sonra saat çalsın kalk tekrar işe git.. sonra çalış.. sonra yemek ye...
böyle bi adam yani adam monotonluğun dibinde
sevgilisi de bu yüzden arvid’i terk ediyor.
hatta bi kedi almışlar zamanında, o kedi bile evde sıkıntıdan ölmüş.

arvid’in bu monoton hayatı bir gün bankayı soymaya gelen hırsızın kafasına tenis raketiyle vurmasından sonra değişir. –yok yok ünlü falan olmuyo-
hırsız arvid sayesinde yakalaynp hapse atılır.
sonraki gün arvid’in evine ağlayarak gelen hırsızın karısı hırsızın bankayı niye soyduğunu arvid’e anlatır.
arvid yaptığı şeyden dolayı pişman olur ve bir plan yapar uzun yıllardır görüşmediği eski suçlu ve psikopat abisi harald’dan çalıştığı bankanın para nakil aracını soyup parayı hırsızın karısına vermek için yardım ister.

ve olaylar gelişir
-filmi anlattım lan nerdeyse özetliği kalmadı-

hülasa arvid’in sıradan bir banka memurluğundan psikoplığa terfi eder ve abi kardeş birbirlerine daha çok benzemeye başlar.

ve ismail abinin deyimiyle "olaylar olaylar..."
olay içinde olaylar.
trajikomik ölümler
biraz da absürdlükler karışınca
ortaya gülmelik eğlenmelik bir film çıkmış
sırp bulaşıkçı vuk için bile izlenir film
aşçılar martin ve peter de güzel ikili.
-onlar soygun adam kaçırma falan işlerinden anlamazlar sadece aşçılar-
yapanların eline sağlık diyor kuzey avrupa sinemasına gereken önemi göstermemizi ümit ediyorum.
-eettim-


 “- artık hiçbir şey anlamıyorum.
+ hayır, hiç anlamadın zaten. anlayacak ne var ki? doğru ya da yanlış diye bir şey yoktur.buna kendin karar verirsin. çin’de olsan hiç kimsenin umurunda olmadan koca bir köpeği yiyebilirsin. tek yapman gereken kabul edilemez olanı bulmak ve sonra da o şeyi yapmamaktır.

- buna inanıyor olamazsın?
+ evet, inanıyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder