var mı bişeyler

13 Mart 2018 Salı

altered carbon


                                                                                                                               
        








"herkes yalan söylerken doğruyu söylemek sadece asilik değil, devrimci bir eylemdir. o yüzden doğruyu söylerken iyi düşün çünkü bu bir silahtır."



iki ayı aşkın bir süredir hiçbir film ve dizi izlemeyip bu izlememe orucunu açtığım dizi olan altered carbon hakkında bir kaç kelam etmek hakkımdır diye düşünmekteyim. 10 bölümlük ilk sezonu özetle,  bir cinayeti çözmesi için ikiyüzelli yıllık uykusundan uyandırılan eski bir ajanın (takeshi kovacs) zihninin yeni bir bedene nakledilerek tekrar uyandırılıp, bu cinayeti çözmeye çalışması ve bu esnada başka işlere de bulaşıp kendi geçmişiyle de yüzleşmesini de aradan çıkarmasını konu alıyor. 

bahsettiğim muhabbetten de anlaşılacağı üzere fütürüstik-distopik bir bilim kurgu dizisi izleyeceğinizi; ışınlanmadan (kısmen) tutun da zihinlerin başka bedenlere transferine, klonlamadan, simülasyona, sanal gerçekliğin dibine, uçan arabalardan lazer silahlarına kadar envai çeşit bilim kurgu öğesi barındırdığını da spoiler olarak söyleyeyim. 

insan zihninin kopyalanıp beden öldüğünde başka bir bedene transferinin mümkün olduğu bir zamanda zengin insanların ölmemekten kafayı yedikleri ve kendilerini tanrı zannettikleri, diğer insanlara da istedikleri her şeyi yapma yetkisi gördükleri,  bu alemde tek bir tanrının olduğuna inanan bir grup delikanlı insanın bu şerefsizlere karşı giriştikleri mücadele de diyebiliriz.

bu tür kurguları seven biri olarak diziyi de her ne kadar imdb'de 8.3 vermişlerse de ben 10  üzerinden 9 verecekken bu az puana sinirlenip 10 puan verdim pişman değilim. yer yer hüzünlenerek izlediğim ve baya baya kafa açan felsefik diyalogların bulunduğu dizi içine güzel bir aşk hikayesi ve yeter miktarda bir dram katılarak güzel bir harman yapılmış. harman kalanlar için resmen biçilmiş kaftan. 

ayrıca dizide takeshi kovacs'ın yardımcılarından birinin de poe adında biri olduğunu ve karga adlı bir otele sahip olduğunu görmek beni çok sevindirdi. tahmin ettiğiniz üzere bu karakter ünlü yazar edgar allen poe'nun ta kendisi.

aşağıda diziden aldığım ekran görüntülerine, eser miktarda spoilere ve takeshi kovacs'a yazılmış bir şiir bulunmaktadır. bakmak isterseniz mausun tekerini yavaş yavaş yuvarlamaya devam edin. teşekkürler.




evet çok uzun süre bir yalana inanıp hakikati öğrenince takeshi kovacs gibi parçalanmamak mümkün değil gibi geliyor. çünkü neden parçalanmasın. darmadağın, darmaduman ve yerle yeksan olması için bundan güzel bir sebep olamazdı. biraz kafa patlatalım...
çok uzun süre bir yalanı gerçek zannetmek... hmm
ve hakikat ortaya çıkınca sevineceğimize parçalanmak...
kulağa hoş gelmiyor ama durum bu. önce parçalanıp sonra özgürleşsek bari.
o da kabul.














adı takeshi soyadı kovacs
slav bir babadan ve japon anadan olma
pedagojik olarak pek sağlıklı bir çocukluk geçirmedi
yetişkinliği daha sağlıksız diyebilmek için elimizde bir dolu done
adı kovacs ya da takeshi
ne derseniz deyin onun için pek de mühim değil
bedeni bile kendisinin olmayan birinden adını almak
ona çok bir şey ifade etmeyecektir.

hiç bir şey umrunda değilmiş gibi yapıp
her şeyi kafaya takanlarda birinci
delikanlılığın bir kitabı olsa t ve k harfleri olmak üzere ondan iki kez bahsedilmesi gerekirdi
adı takeshi soyadı kovacs ya da tam tersi
ikiyüzelli yıl uyutulup başka bir bedende tekrar uyanan
ölümsüzlüğü bulanlara(!) karşı ölümü savunan bir elçi
özgürlüğünü arayan bir kız abisi
kız abisi olmak zordur
bir abiye kız kardeş olmak gibi


quell ablamızın dediği gibi sevmeyen bir insan gerçek bir insan değildir. ikinci el insandır, yemekten sonra el ağız ve ayakkabı silinen ıslak mendildir, yan sanayidir hatta gürcü hamsisidir.  

"çok sevmek kavuşamamak için en ideal yöntemdir."
çok seversen haberin olmadan veya bilinçsizce kavuşamamak için çabalıyorsun demektir.


"ne kadar yaşarsan yaşa asla yetmeyecek."


sevildi en sevdiği tarafından ihanete de uğradı
çok yıkıldı ama ayaktaydı.

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder