var mı bişeyler

2 Şubat 2020 Pazar

bilinç kaçışı

"benim de boynumda chip var inim inim beni inletir."*




selamun aleykümler
merhabalar nerelerdesinizler
görüşemiyoruzlar
hiç aramıyorsunlar falanlar ve filanoviçler
sanki arasam açacaksınız, sanki gelsem haber vereceğim, sanki nerde olduğumuz çok umrumuzda birbirimizin amaan laf olsun torba hani bana hani bana desin işte. boş laf parayla değil ya vergisi yok, maliyeti nerdeyse sıfır. hatta biraz daha gayret edenlerin bu yolla peynir gemisi bile yürüttüğü rivayetler arasındadır. ben de gayret ediyorum bakalım peynir olur zeytin olur kahvaltılıklardan hangisini yürütebilirsem artık

bazen kafamın içinden sekiz on tane düşünce aynı anda dışarıya çıkmaya çalışıyor. o esnada ben de öyle zeki biri olmadığım için birkaç tanesini tutabiliyorum. ben o birkaç tanesiyle işlem yapmaya çalışırken arkalarından diğer başka düşünceler geliyor ve bir izdiham ve karmaşa meydana geliyor -tam bir kaos en sevdiğim- bunların niyetleri aklımda tutamadığım düşüncelerin yanına gidip aralarına karışarak benim o düşüncelerle bağımı iyice koparıp aklımı başka yere çekmektir. onları oraya gitmemeleri için ikna etmeye çalışırken asıl düşünmek istediğim şeyler de arada ezilir, ya tamamen uçar gider aklımdan ya da ezilmiş, kırılmış ele alındığında parça parça parmaklarımın arasından dökülen kelimeler ve herfler kalır elimde. ben de o eziklerden kalanı buraya şuraya ya da bir yerlere yazarım. yani siz şu an ezilmiş kelimelerden oluşan bir harf mezarlığının ortasındasınız. işte benim hayatım da aynen böyledir. -nasıl diye sormayın açıklayamam anlatımı zenginleştirmek için planlanmadan yapılmış bir şeydi. afili bi laf olsun diye yani açıklama yapamam sadece şekil şükül-

daha önce de yazdığım şeyleri bilinç akışı yöntemiyle yazdığımı söyleyenler olmuştu ben böyle bir şey yaptığımın farkında değildim ve bilmiyordum ama buna itiraz da etmedim çünkü okuyan insanların fikirlerinin önemli olduğunu düşünüyorum sonuçta aynada gördüğümüz kişiyle sokakta birinin karşısında gördüğü biz aynı biz değiliz. aynalar yalan söyler; kandırır, sizi olduğunuzdan on kat farklı gösterir inanmayın cep telefonu kameraları bile gerçek görünüşünüze daha yakınını verir. -tabi efektsiz diyorum no filter diyorum haa-  
ben sadece aklıma gelen şeyleri herhangi bir sıra veya sınıflandırma kaygısızlığıyla, organik bir şekilde yazmaya çalışan alemci bir delikanlıyım. yazdıklarımın çoğunu cümle içinde geçen rastgele bir kelime veya son yazdığım söz(cük) üzerinden devam ettirdiğimi söylersem sanırım yalan söylemiş olmam. bunun adını "bilinç kaçışı" koydum. -"bilin çakışı" aklımdan çık şurda ciddi bişeyler anlatmaya çalışıyorum- yani aslına bakarsanız bilincimden kaçamayan şeyleri yakalayıp bilincimden kaçamayan diğer şeylerle kendi özgür iradeleri dışında cebren ve bazen hileyle bir araya getirip birleştirme çabası denilebilir. ya da denilsin bilmiyorum.
yazdığım şeylerin ne olduğuyla ya da ne yazdığımla alakalı etraflıca düşünmedim açıkçası. -etraflıca düşünmek için yüksek bir yere çıkıp etrafı panaromik bir şekilde izlemem gerektiği fikri aklımdan çık lütfen- 
yazdığım şeylerin yazı değeri taşıyan şeyler olduğunu düşünmemem, yazdığım şeylerle ilgili düşünmememin başlıca sebeplerinden biri olabilir başlıca olmayan sebepler ise beni daha fazla düşünmeye zorladığı için o sebepleri şimdilik atlıyorum

ve ayrıca yazdığım şeylerle kendim arasında bir bağ olmaması için kafamdan elimden ve parmaklarımdan geleni yapıyorum. enteresandır bu iş bazı insan kişileri için oldukça zor ve bazı insan evlatları için oldukça da kolay bir şeymiş gibi görünebilme özelliğini kendi içinde barındırır. ben oldukça zor bulan insanlar arasına kendimi dahil ediyorum. -benden belge melge isteyecek halleri yoktur herhalde- böylelikle harfleri ve kelimeleri etki altında bırakmadan daha objektif bir şekilde bir araya getirebilirmişim gibi düşünüyorum bilmiyorum siz ne dersiniz bu konuya. -ne derseniz deyin bildiğimi okuyacağım zaten. (bildiğini okumak çok boş iş gibi geldi şu an biliyorsam niye tekrar okuyayım ki ha!) 

bu bonboş yazıya son verirkene ne dediğimi ve derdimi anlatamamış olmayı ümit ediyorum. -aslında umut da edebilirim ama iki u harfinin birer sessiz harf aralıklarla bir araya gelmesi canımı sıkıyor u harfine uyuz oluyorum-

bazen kendimi tekrar ettiğimin farkındayım ve bunun iyi bir şey olmadığının da farkındayım ama bunun kötü olduğuna inanmam için beni kandırmanız gerekir. canım isterse kolay kanarım ve canım istemezse de kolay kandırılırım- ayrıcana kimseye de kendimi tekrar etmeyeceğime dair bi söz verdiğimi hatırlamıyorum istediğim kadar kendimi tekrar edebilirim istediğim kadar kendimi tekrar edebilirim istediğim kadar ken
burda kestim karadeniz türküleri gibi oldu böyle fena olmadı sanki

not: herhangi bir cümleyi üç kere arka arkaya söyleyip üçüncüsünü yarıda keserseniz siz de bir karadeniz türküsü yazmış olursunuz.
teşekkürler





*beatmucid ceyhuni





5 yorum:

  1. Sevgili refidun,blogunda yeni yazı görmek beni bu hayatta mutlu eden şeylerden 1 tanesi, sana bol bilin çakışları diliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. mutlu olduğunuz şeylerin yıldırım hızıyla artmasını diler, teşekkür ederim.

      Sil
    2. iyi dileklerin için teşekkür ederim ama şunu bilmeni isterim beni mutlu eden şeyler çoğalınca mutluluk zehirlenmesi yaşıyorum beni mutlu eden şeyler mutlu etme niteliğini kaybediyor, bunun için yıldırım hızı çok fazla

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Duaların hayatımda neye karşılık gelebileceğini düşünmekten kendimi alamıyorum :)

      Sil